Tüm-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Sn. Mahmut Şahin, konuk olduğu Tv1 Ekranlarında Asgari Ücret ile ilgili Gündem Değerlendirmesinde bulundu…
Tüm-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Sn. Şahin sözlerine şöyle başladı;
Şimdi…
TÜİK’in ( Türkiye İstatistik Kurumu’nun) ve o Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılma yetkisini alan, Türkiye’deki en çok işçi üyesine sahip Konfederasyonu’nun yapmış olduğu bazı çalışmalar var. Açlık sınırı, yoksulluk sınırı gibi…
Mesela TÜİK’in bir verisi var. Yeni yayınlandı. Bir işçi ailesini düşünün, 4 kişilik aile üzerinden, işte karı koca ve 2 tane çocuk var. Türkiye’deki ortalama aile yapısı, bu 4 kişilik ailenin, sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmesi için, aylık sadece gıda masrafı olarak; 2482 TL harcamaları gerekiyormuş.
Bakın, 2482 Lira sadece gıda masrafı(!) Buna, kıyafet, kira, elektrik, doğalgaz, yakıt, iletişim, sağlık, seyahat, tiyatro bunları unutalım da, diğer zorunlu giderler dahil değil(!)
4 kişilik bir ailenin, dengeli beslenmek adına 2482 Lira rakam söyleniyor. Onları da eklediğiniz zaman,3 Bin’i geçiyor zaten de 3500- 3600 TL gibi bir rakam oluyor. Yani; Dengeli, sağlıklı beslenmek ve yaşamı devam ettirmek adına, en az 3500-3600 TL gibi bir geliriniz olması gerekiyor. Bunu resmi rakamlar söylüyor(!) açlık sınırı söyleniyor fakat açlık sınırı açıklanınca, hemen akla şu gelir. Tamam, Asgari Ücreti açlık sınırında yapalım. Yani, yoksul bile olamıyorsunuz(!) Bunun espirisi de çok yapılıyor. Birçok işçi arkadaş, ‘’Yoksul olabilmek için, daha çok çalışmamız gerekiyor.’’ Diyor…
Yani, aldıkları ücret, yoksulluk sınırlarının altında bir ücret. Bunu tespit edenler var. Türkiye de Asgari Ücret’in tespit edilmesinin serencammesi uzun zamandır aynı…
Yani yıl sonunda, aralık ayında bu Komisyon toplanıyor ve bir sonraki yılın Asgari Ücreti’ni belirliyor. Türkiye’deki Asgari Ücret ile çalışan 7 Milyona yakın işçinin, aileleri ile beraber 20 milyona yakın insanın, 1 yıl boyunca alacakları maaşı 3 kişi belirliyor…
Bir kere bu belirleme şekli yanlış, biz bunun karşısındayız. O tespit Komisyonu’nun oluşumu yanlış, 3 kişi(!)
Bakın; Hükümet adına Çalışma Bakan’ı, İşverenler adına, Türkiye’de ki İşverenler Konfederasyonu Genel Başkanı, bir patron, bir fabrikatör ve bir sanayici, bir de hani, denge bozulacak diye güya, işçi sendikalarını alalım şuraya, yanımızda otursunlar demişler(!)
Ama genelde Hükümet ile İşverenler belirliyor Asgari Ücret’i. İşçi Sendikaları temsilcisi de, İşte EN BÜYÜK KONFEDERASYON’UN Başkanı da orada, tabiri caizse BİBLO gibi oturuyor.
İşte, biraz türbinleri oynayacak şekilde; ’’ Hınk, mınk, işte olur mu? Kabul etmiyoruz.’’ Diyor. Ama zaten Asgari Ücret Aralık ayında Tespit Komisyonu toplanıyor da, taaa Ekim ayında, kasım ayında belirleniyor. Herkes bunu biliyor(!)
Sunucudan yorum geliyor. (Yani, aslında şuan Asgari Ücret belli.)
Tüm-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Sn. Mahmut Şahin; Tabi, Tabi şuan belli diye onay verip, devam ediyor fakat bir tiyatronun oynanması lazım. Başlanmış bir tiyatroya erken bitirmeyelim diyorlar. Sürece göre oynayalım diyorlar ve ASGARİ ÜCRET BELİRLENİYOR(!)
ŞİMDİ;
BİZ TÜM-İŞ KONFEDERASYONU OLARAK BAŞTAN BERİ, BU ASGARİ ÜCRET OYUNUN İÇERİSİNDE OLMAYACAĞIMIZI SÖYLEDİK(!)
Bana 3 yıldır, gerek STK’LAR, gerekse İŞÇİLER, gerekse BASIN KURULUŞLARI…
Ya, işte diğerleri ASGARİ ÜCRETLE İLGİLİ GÖRÜŞ ve ÖNERİLERİNİ açıkladı. SİZDE AÇIKLAR MISINIZ? Diye sordular.
-Dedim ki, HAYIR(!) Ben açıklamam, ben bu oyunun bir parçası OLMAM(!)
Hani ona da bakıyorum. Şimdi birisi açıklıyor ve herkes zaten açıklamadan önce birinin açıklamasını bekliyor. Hani, önce YUSUF açıklayacak ki, ben ondan fazla söyleyeyim diye ben SENİ BEKLİYORUM(!) Bir deli çıkıyor ortaya ve rakam söylüyor, arkasından diğerleri ondan 100 Lira, 200 Lira fazla vererek; ‘’Ben daha çok istedim.’’
Yani, TÜRBİNLER OYNANIYOR(!)
Yani, istedin de ne oldu? Senin YETKİN YOK Kİ ZATEN(!)
Tespit Komisyonu’nda ki 3 kişi belli…
Ha şu olmalı; Yani biz olayın bütününe karşı çıkmazsak, orada ki BİR YANLIŞIN PARÇASI olmuş oluruz(!)
BİZ; BÜTÜNÜNE KARŞIYIZ(!)
ASGARİ ÜCRETİN ADINA KARŞIYIZ(!)
TESPİT KOMİSYONUNUN OLUŞUMUNA KARŞIYIZ(!)
ASGARİ ÜCRETİN BELİRLENMESİNDE Kİ KRİTERLERE KARŞIYIZ(!)
TESPİT KOMİSYONU’N da, 3 TANE PATRONUN OTURMASINDAN BEN HİÇ MEMNUN DEĞİLİM(!)
Yani bakın; Orda İşçi Temsilcisi dahi, şuanda bir HOLDİNG PATRONU gibi yaşayan bir insan…
İşçinin halinden anlamayan, bilmeyen, yıllardır işçi ile arayı çoktan aşmış, kapatmış bir yapıda yaşayan bir insan…
Hükümet adına bakan; Bakanlarımız zaten, Asgari ücretle çalışmış bakan olmuş, Milletvekili olmuş insanlar değil(!)
Biliyorsunuz, Bu ülke de milletvekili olmanın kriterleri bile, ilk olarak zengin olmaktır. Sendika başkanı olmak için bile böyle bir kriter var. ZENGİN OLMAL(!)
Halbuki işçiyi temsil ediyor. Yani, 2300 TL alan bir insanı temsil eden birinin zengin olmasını beklenti haline getiren bir işçi sınıfından da bahsediyorum…
Yani; BİZE BİZDEN BAŞKASI ZARAR VEREMEZ(!)
Bakın bu, ülke içinde böyle, kendi içimizde ki meslek gurupları ile ilgili de böyle... Avukatlara, avukatlardan başkası, hakimlere, hakimlerden başkası, polisten polise, askerden askere, işçiye işçiden başkası zarar veremez(!) Gerekte yok zaten, biz kendi kendimize zararı veriyoruz. O beklentimizi ,biz değiştirmediğimiz sürece; Hükümet adına hiçbir sıkıntıyı yaşamayan, Asgari Ücret sıkıntısını bilmeyen bir BAKAN. İŞVEREN zaten bir SANAYİCİ, bir PATRON. Hani Sanayi de verdiği 2300 Lirasını 1 dakikada, bir dakikada kazanan insan; İŞÇİYE 2300 TL ile aylık geçindiği ücretini belirliyor…
Yani bakın, ÇELİŞKİYE BAKIN(!) ardından da diyorum ya işte; HANİ OLSUN DİYE ÇAĞIRILAN, BİR İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI ve ASGARİ ÜCRET BELİRLENİYOR.
Şimdi niye ASGARİ diyorum ben? Bu benim çok canımı sıkıyor. Asgari demek biliyorsunuz en az, minimum. Şimdi çalıştırmaya gelince,bunu BİR İŞÇİ TEMSİLCİSİ, bir KONFEDERASYONU BAŞKANI olarak, çok açık ve net bir şekilde söylüyorum. Şuan da Türkiye de işçiyi, EŞŞEK gibi çalıştırmayı düşünen ve bunu yapmak için çabalayan bir patron düşüncesi var(!) Bu memur içinde böyle,özel içinde böyle. Memur da işçiyi bir düşman gibi görüyor. Yani öyle, acayip(!) Sanki, işçi bir süre sonra kademe atlayıp memur olacak, onun yerini alacakmış gibi. Böyle SALAKÇA bir, PARONAYAK bir DÜŞÜNCEYE sahipler(!)
Kanun diyor ki; ‘’İşçiyi haftalık 45 Saate kadar çalıştırabilirsiniz.’ Diyor. Bakın, indirimler de bile bu oyun çok oynanıyor. İşte, %60’a kadar varan indirimler. Bu %60 demek değil, bakın, %60’a varan(!) %55’te olabilir, 50 de olur, 30 da olur,20 de olur, 10 da olabilir…
Şimdi memur nasıl anlıyor bunu? 45 saat çalışacak. Cumartesi de getiriyorlar. Akşam bir saat geç gönderiyorlar, kendileri erken gidiyor, onları geç gönderiyorlar(!)
Yani; Adeta işçiye zulmediyorlar. İşçinin sahibi yok(!) Maalesef, kanunu falan var ama sahibi yok(!)
Niye sahibi yok?
-İşçinin Sendikaları var ya, ama işte o sendikanın yöneticileri patronlaşıyorlar bir süre sonra. Yani öyle güzel yaşıyorlar ki, patron gibi yaşamaya başlıyorlar ve işçilerin halinden anlamaz oluyorlar. Bu rakamlar ortaya çıkıyor.
İşçiyi o şekilde çalıştırıp, işinde azamisini isteyip, en fazlasını isteyip, ücretin en azını teklif etmek(!) En hafif tarif ile AYIPTIR. Yani, insanlık işi değil bu(!) Ya, iş saatini, çalışma koşullarını, şartlarını hafifleteceksiniz! Asgari yapacaksınız ya da günde 6 saat-7 saat gel yeter diyeceksiniz(!) Cumartesi, Pazar da git evinde dinlen kardeşim, çoluğuna, çocuğuna ayır diyeceksiniz. Bu insanlığı yapıyorsanız(!)
-Tamam, ücretin asgarisini verelim. Ya senden bir şey istemedik ki, niye ücretin çoğunu istiyorsunuz diyelim. Ama eğer işin çoğunu istiyorsak, çalıştırılırken onun nefes almasını, çay molası verdi. Tuvalete gitti. Bunların hesaplarını yapıyorsak, en ufak bir şey de hemen tutanak tutuyorsak. Yani memurların en büyük kozu, tutanak tutarım ha(!) Yani bu ney ya? İğrenç bir şey ya! Memurları düşürdükçe, düşürüyor bu tavır ve davranışları…
Öyle ise ücretinde asgarisini teklif etmeyin kardeşim(!) Bu insanları azami çalıştırıp, azami ücret verin ya! Bir kere adı değişsin, asgari… Çok ayıp! Telaffuzu da zaten ASGARİ deniyor. Asker bile oraya girmiş yani, bir diktatörlük var! Bu şekilde olacak o rakam…
Halbuki orada bir limit belirlemek, işçinin hak ettiği ücretin olmadığını… Yani ben size hak ettiğinizi vermeliyim. Yani bunu eğer yasa olarak düşüyorsak, insani olarak da düşüyorsak böyle, dini olarak da düşüyorsak böyle…
Asgari demek; Hak ettiğinin altında demek(!) Bu bir ZÜLMDUR işçiye ya…
TÜM-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Sn. Mahmut Şahin’in düşüncelerini pekiştiren sunucu,
‘’İşçiler adına düşünerek; Yani ben, bu işi yapıyorsam da, en azından karşılığını alıyorum diyebilmeli,vicdanen bu rahat olmalı…
TÜM-İŞ KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI;
-Evet, onu diyen yok işte(!)
Sunucu devam ediyor;
‘’Hı, en azında şimdi, tabiri caizse; Asgari ücret alıp da, atıyorum 110 ile 120 Km hızla giden bir arabaya, 160 ila 170 Km hızlarında zorlayacaksanız bu sefer ne olacak?
-Ya motor bırakacak ya da bir sıkıntı çıkartacak. En azından işçi de şunu demeli; Ya tamam ben, fazlasını alıyorum ama fazlasını da veriyorum. Vicdanen işçi de rahat olmalı…
TÜM-İŞ Konfederasyonu Genel Başkanı Sn. Mahmut Şahin söz hakkı alarak devam ediyor;
-Bakın sosyolojik olarak, şöyle bir sonuç çıkarır. Aslında bahsetmiş olduğunuz olayın girişmesi;
Bu Ülke için, aslıda sağlıklı bireylerin olması demektir. Şimdi 20 Milyon’a yakın, sadece Asgari ücretli, asgari ücretin altında alanlar da var. Ama onları saymıyoruz. 7 Milyon Asgari Ücretli işçi Asgari Ücretle çalışıyor bu ülkede ve 20 Milyona yakın, çocukları ve ailesi ile beraber. Siz bunlara insanca yaşayacak bir ücret vermezseniz, onu adam yerine koyup, hak ettiği değeri vermezseniz, SORUNLU BİR TOPLUM OLUŞUYOR! Değil mi?
Düşünün, tamamen SORUNLU(!)
Hastalık sürekli var. Bu nedir? Devlete bir yüktür. Sağlık harcamalarını devlet yapıyor ya işte… Bir yüktür fakat o yük sadece sağlık harcamaları değildir ki, o kişinin hasta olduğunda iş kaybını düşünün değil mi? Moralsiz gittiğini düşünün… Yanlış yaptığını ve eksiz yaptığını düşünün…
Bütün bunları hesap edecek araştırma yapmıyoruz! İstatistik…
Yapmış olduğumuz istatistik;
‘’EN ÇOK ÜYEYE NASIL SAHİP OLURUM? İŞÇİYİ NASIL KORKUTURUM? İŞÇİYİ NASIL KANDIRIR, KENDİME ÜYE YAPARIM.’’
BUNUN HESABINI YAPAN SENDİKALAR OLDUĞU SÜRECE;
-İŞÇİ HAKLARI, İŞÇİNİN İNSANCA YAŞAM NOKTASINA GELMESİ ÇOK ZOR OLARAK GÖRÜNÜYOR(!)
TÜM-İŞ KONFEDERASYONU BİRAZ BUNU HIZLANDIRMAK GAYRETİYLE; SAHADA…