Tüm İş Konfederasyonu Sn. Mahmut Şahin,
‘’ %70 Barajı İşçinin Kadro Hakkına Engel Olduğu Gibi, Sendikal Haklarına da Engel Oluyor .‘’ Dedi.
Şahin; Kıymetli İşçi Ailesi ile bir çay içimi, samimi muhabbet arası,Değerli İşçi Kardeşimiz kendilerine bir soru yöneltiyor.
Kardeşimiz;
‘’ Başkanım, biz niye kadroya geçemedik? Hala anlamış değilim.’’ Diye soruyor…
TÜM İŞÇİLER KONFEDERASYONU GENEL BAŞKANI SN. MAHMUT ŞAHİN Yanıtlıyor…
Evet…
Aslında bu iş bitmişte değil, onu baştan söyleyeyim. Yani, 2 Nisan 2018 Tarihinde kadroya geçildi tamam da…
Bitti mi tamamen, ümitsizlik var mı? Yok…
Biz, Tüm-İş Konfederasyonu olarak, şu anda avukatlarımız olarak bunun peşindeyiz.
O sebep şu;
Devlet o zaman için, ihaleleri hazırlarken bazı şartlar öne sürdü. Tabi kadroya geçenlerle ilgili de bu şartlar ön plana çıktı. Nedir bunlardan birisi?
İlk önce personel olacaksınız. Yani, Mal ve Hizmet alımı olmayacak diyor. Kadroya geçmek için birinci sırada…
Personel olacaksa da personeli de iki şıkka ayırmış. Diyor ki; İhale şekli, ‘’Personel Çalıştırılmasına Dayalı Hizmet Alımı’’ şeklinde olacak. Tamam, sizde personelsiniz. Personel Çalıştırılmasına Dayalı bir hizmet veriyorsunuz.
Amma…
Oda yetmiyor(!) O şartname de tekrar diyor ki;
Burada işçilik, personelin yapmış olduğu işin, %70 ya da fazlası olacak. Yani, Mal Hizmeti daha az olacak ve orada bir takım hesaplamalar yapılıyor.
Şimdi…
O hesaplamalar ne kadar doğru yapıldı, ne kadar düzgün yapıldı. Benim çok inancım yok. İşin doğrusu.
Çünkü biz, devletin yapmış olduğu hesapların çoğunu görüyoruz. Şahit oluyoruz. Çok acemice, çok yanlış, eksik ve bu maalesef ki işçiye patlıyor. MAALESEF(!)
İşte burada, bizim şuan ki avukatlarımız; O ihale şartnamelerin de hizmet ne kadar, personelin çalışma bedeli ne kadar, onları tekrar hesaplayarak, aslında %70’in üzeri çıkarsa, size de kadroya geçme noktasında umut ışığı olmuş olacak, bunu söyleyeyim. O çalışma devam ediyor. Bitmiş değil, KESİNLİKLE!
Hatta başka yöntemler de var bunun alakalı da bunu şimdilik söylemek uygun değil diye bilirim…
(Bir başka soru, emekçi hanımefendimizden geliyor.)
‘’Başkanım, benim de bir sorum olacak. Biz, yemekhane çalışanları neden sendikalı olamıyoruz. Bizim suçumuz ve günahımız nedir?’’
Tüm-İşçiler Konfederasyonu Genel Başkanı devam ediyor.
Evet, Şimdi…
Malum sendikaların, çok yalanlarına hakikaten şahit olduk. Her gün yeni bir yalan görüyoruz. Bu da onların bir yalanıdır.
Aslında sizin de…
Ki siz sorunlusunuz…
İşte siz, kadroya geçemediniz. Hala taşeron firma adı altında, çokta personel sayılmadan, bir hizmet alımı yapılıyormuş gibi yapılıyor sizin işlemleriniz.
Onlar diyorlar ki;
‘’Ya bunlar sıkıntılı, bu sıkıntılı işçilerle ben niye muhatap olayım? Niye başımı ağrıtayım.’’ Diye…
Sizi üye yapmak istemiyorlar. Fakat size, ‘’Biz sizi üye yapmak istemiyoruz.’’ Demiyorlar da…
Diyorlar ki; ‘’Siz sendikalı olamazsınız.’’
Sanki sendikalı oldukları, üyeleri ve de Toplu İş Sözleşmesi yaptıklarına, çokta iyi hizmet veriyorlarmış gibi, onların sorunlarını dinliyorlarmış gibi, sizinle uğraşmak istemiyorlar. Bu yüzden öyle söylüyorlar.
Siz kadroya geçemediniz. Sorunlarınız çok fazla ve hala devam ediyor. Sürekli sorun getireceksiniz.
Amma…
O insanlar, sorun dinlemek için girmediler ki sendikacılığa…
Onlar, rahat yaşamak için sendikacılık yapıyorlar. Lüks içerisinde yaşamak için sendikacılık yapıyorlar. Etraflarını da Bakanlar gibi, Başbakanlar gibi, koruyarak işçilerle temaslarını kesiyorlar. Böyle bir yapıları var.
Sadece Genel Başkanlarına söylemiyorum… İl Başkanlarına kadar öyle…
Maalesef, öyle bir yapı oluşturmuşlar.
Fakat asıl problem sizin; Bakın, %70’ten dolayı siz kadroya geçemediniz ya, engele takıldığınız için…
Aynı engel, size Toplu İş Sözleşmesi de yaptırmıyor.
Devletimiz, Bürokratlarımız…
Maalesef, size, 2 defa tuzak kurmuşlar…
Yani; ‘’ Bu işçileri, hem kadroya almayalım hem de bunlar Toplu İş Sözleşmesi yapamasınlar. ‘’
Siz sendikalı olup, Toplu İş Sözleşmesi yapan işçiler gibi, TİS Yapamıyorsunuz. Maalesef(!) Sizin ekstra haklarınız, sosyal güvence haklarınız sağlanamıyor.
İşte…
O sendikalar diyor ki;
Para peşinde koşan sendikalar, dertleri işçilerin aidatını kesmek olan sendikalar…
‘’Ben o işçiyi alsam da ne yapacağım ki? Toplu İş Sözleşme yapamıyacağım. Dolayısıyla almıyayım. Başıma da bela etmiyeyim.’’
Para almadıktan sonra işçi neye yarar? Onlar için…
Onların gördüğü; ’’ Yürüyen aidatlı paralı işçiler.’’ Sorunlar için çalışmıyorlar.
Maalesef…
Bakın, şimdi burada…
Yemekhane çalışanları, bilgi işlem çalışanları, kiralık araç şoförleri, bazı ambulanslar bile bu şekilde alınmış yeni öğrendim. Hizmet alım şeklinde, bunun sürücüleri dahi kadroya geçememişler(!)
Yani, bir %70 engeli var ortada…
Halbuki istisnalar sağlandı. Nerede? Belediyeler de…
Belediyeler de çalışanlar da %70’in altında kaldı. Fakat onlara;
‘’ Yok dediler. Onları, 696 KHK ile kadroya alalım.’’
Ve her ne kadar, tam anlamıyla kadroya alınmasalar da, bir kadroya geçiş söz konusu, eskisi gibi işlenmeyecek mevcut sistem. 3-5 yıl sonra daha da oturacak, düzene girecek ama aynı istisnayı size sağlamadılar(!)
Yani;
Kaç kişisiniz? Bir milyon işçiyi 696 KHK ile kadroya alan devlet, 60 bin işçiyi almaktan mı acizler, alamaz mıydı?
Bir basit düzenleme ile gökten vahiy mi gelsin %70 engeli için. Bir de bu hesaplamalar daha önce de dedim. Biz onları kesinlikle kontrol edeceğiz ve peşinde olacağız.
Bakın;
Yemekhane çalışanları ve Toplu İş Sözleşmesi yapamayan bütün işçilerimize, Tüm-İş Konfederasyonu’nun bütün sendikalarının kapıları açıktır.
Biz, sizi sıkıntılarınız ile beraber seviyoruz. Sizin, sıkıntılarınız için varız ve biz onları çözmek için çalışacağız. Hepiniz sendikalı olabilirsiniz. Sadece sizi, Tüm- İş Konfederasyonu kabul ediyor. Çünkü siz, aidat vermiyorsunuz. Kapımız açık, buyurun… Dedi…
>>>AÇIKLAMALARI İZLEMEK İÇİN LÜTFEN BURAYI TIKLAYINIZ.<<<<