S: Geçtiğimiz iki hafta içinde ekibinizle doğu turuna çıktınız. Türkiye’nin diğer bölgelerine de gidiyorsunuz. Olumlu ya da olumsuz bir fark var mıydı? Yapılan bu tur beklentilerinizi karşıladı mı?
C: Konfederasyon olarak doğu illerinde nispeten daha iyiyiz. Doğunun havası da sıcak, insanı da. Diyalog ve dostlukların daha kalıcı ve daha samimi olduğunu hissediyorsunuz. Doğuya her gelişimde batıya doğru süpüreceğim inancına kapılıp dönüyorum. Bekelntilerimizin üstünde oldu diyebilirim.
S: Doğu turunda ilk durağınız Van oldu. Orada ne gibi çalışmalar yaptınız? Bir de Van’daki basın toplantısından çok memnun olduğunuzu dile getirdiniz. Sizi memnun eden neydi?
C: Van il başkanımız İsa Öndil'i Doğu Anadolu Bölge Koordinatörü olarak atadık. Doğu anadolu bölgesinde gerçekleştireceğimiz teşkilatlanma çalışmasının yöntemini belirledik. Teşkilatta görev alan arkadaşlarla tanıştık. Yeni görevi ile ilk basın buluşmasını gerçekleştirdik. Basın toplantısından gerçekten çok memnun oldum. Şöyle ki; basın toplantılarında söylemek istediklerinizi kısaca söylersiniz sonra herkes dağılır. Çünkü uzun uzun anlatmanıza imkan yoktur. Halbuki bazı konuların açılması ve detaylıca anlatılması gerekebilir. Haberlerde belli bir dakikadan fazla verilmediği için neresinin kesileceğini de bilmediğinizden en özet hali ile anlatırsınız. Özel röportajların dışında belki de ilk defa bu kdara güzel sorulara muhatap oldum. Konuya hakim ve gerçekten vurucu sorular beni ziyadesiyle memnun etti. Hem gazeteciler adına çok sevindim hatta gurur duydum hem de kendimi daha detaylı izah etme fırsat buldum. Rahatsız etmeyeceğimi bilsem her ay van da basın toplantısı yapmak isterim.
S: Üçüncü durağınız ise Şanlıurfa oldu. Şanlıurfa’da ilk defa bir il binamızın açılışını yaptık. Bu konuda düşünceleriniz nedir? Yeni atamalar ve üyelerimize söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?
C: Sendikalarımızın genel merkez binacıkları var şükür. Genel merkez binası dışında bir sendikanın il binasını ilk defa Şanlıurfa da açtık. Mütevazi yerler olmaktan çıkmayacak sendika binacıklarımız. Şimdi ne ise üye sayımız arttığı zaman da aynı mütevaziliklerini koruyacaklardır. Bindiğimiz arabalar ve oturduğumuz rezidanslarla değil işçinin sorunlarına duyarlılığımız ile anılacağız. Bize üye olmak isteyenlere de yetki almak isteyenlere de sendikacılık anlayışımızı anlatıyoruz ve bu düşünce ile bize katılmalarını aksi halde yollarımızın ayrılacağını bilmelerini söylüyoruz. Şanlıurfa da teşkilatlanmamız son derece temkinli devam ediyor. Bölge koordinatörümüz Mehmet Altun ile daha da güçlendik. Belki de bütün ilçelerinde tüm sendikalarımız ile teşkilatını tamamlayan ilk il olacağız...
S: Sonraki durağımız Diyarbakır oldu. Diyarbakır’da belediye başkanı ziyareti ne kadar olumlu geçti? Diyarbakır Belediye başkanının bizim sendikacılık anlayışımız hakkında düşünceleri olumlu muydu?
C: Gittiğimiz her ilde o ili temsil eden vali ve belediye başkanı ile prensip kararı olarak görüşmeye gayret ediyoruz. Özellikle belediyeler çok sayıda işçi kardeşimizin çalıştığı yerler olduğu için sık sık karşı karşıya gelme ihtimalimiz olan belediye başkanlarına öncelikle kendimizi tanıtıyoruz. Mevcut sendikacılık anlayışı ile farklarımızı söyleyelim de sonradan yanlış anlaşılmalar olmasın derdindeyiz. Diyarbakır belediye başkanının diğer belediye başkanlarından farklı bir yönünü öğrendim. Diyarbakır il başkanımız Ümit Umdu randevuyu almış ve bana dedi ki başkanım bir kitap alıp öyle gitmemiz gerekiyor. Doğal olarak şaşkınlığımı gizleyemedim. Ne kitabı, hayırdır? dedim. Tebrik için çiçek ya da çikolata kabul etmiyor, kitap getirin diyormuş. Bu düşünce sevilip takdir edilmez mi? Aldık kitabımızı gittik. gayet sıcak ve samimi bir karşılama oldu. Kitap konusunu bir de kendisinden dinledik. Büyük bir halk kütüphanesi açacakmış. Ama daha da dikkatimi çeken bir şey söyledi. İnsanlardan rica ediyorum "lütfen, okuduğunuz kitabı getirin" diye. Bu da kitap okumaya gizli bir teşvik adeta. Sohbet ortamında bu konunun Kuran da daha güzel anlatıldığı ayeti hatırlattım: "Niçin yapmadığınız şeyleri söyleyip duruyorsunuz?"... Yapmadığınız şeyi söylemeyin, okumadığınız kitabı da getirmeyin. Yaptığınız şeyleri söyleyin, okuduğunuz kitapları getirin. Gösteriş yapmayın.
S: Diyarbakır’da Dicle Üniversitesinde çalışan işçi kardeşlerimizin sorunlarını çözmek için ne gibi uygulamalar yapacaksınız? Yapılan görüşme ne kadar faydalı geçti?
C: Dicle üniversitesinde zaten yetkili arkadaşlarımız var. Onlar sorunu bizzat yaşayıp çözümü için mücadelelerini veriyorlar. Başhekim ile gayet nazik bir görüşmemiz oldu. Kimse sorun çıkarmaya çalışmıyor, çözüm odaklı gördüm.
S: Türkiye’nin her bölgesine işçilerin hakları için koşuyorsunuz. Diğer bölgelere göre doğudaki işçilerimizin profilleri nasıldı?
C: Aslında işçilerin sorun ve bu soruna karşı mücadele azmi benzerlikler gösteriyor. Bölgesel olarak başgösteren sorunlar var. Her yörenin kendine has yapısı var. Ama bizim için bundan daha önemli olan hepsinin de işçi olması ve aynı sorunları yaşamaları.
S: Son olarak üyelerimize, yönetim kadromuza ne söylemek istersiniz?
C: İnanacaklar ve başaracağız...